17 Ocak 2010 Pazar

İnananların Sayısı Benim Kadar Az mı?



Şampiyonlugun tadına doymamıştık daha. Çoğu arkadaş yaşı itibariyle ilk defa algılıyordu şampiyonluğun ne oldugunu. İki tane kupa ile İnönü stadında atılacak tura bile engel oluyordu bu çoşku bu özlem.


Renkli renkli sütunlar çomak sokmak istiyordu kazanılan zafere. Çünkü onlar bu ligte yoktu ve biz o yüzden şampiyon olabilmiştik (!) Yoksa olamazdık. Kural böyledir. Aynı durumda onlar olursa Efsane olur, biz olursak kestane.Aramızda da böyle düşünenler vardı. Çünkü önemli olan onları yenmek ve renkli sütunları siyah beyaza boyamaktı. Belki de bu yüzden stad sadece renkli maçlarda doluyordu. Okulda yada işyerinde renkli şakalar yapabilmekti belkide önemli olan.


Bu yüzden Beşiktaş ligin ilk 6 sırasındaki ekiplerden hiçbirini yenemedi safsatası atıldı ortaya. Renkli bir yalandı, çünkü bunu söyleyenler o ilk 6 sıradaki takımlardan 2 tanesine yenilmedigimizi, diger ikisini İnönü'de futbol anlamında perişan hale sokup şansızlık neticesinde yenemedigimizi görmek istemiyorlardı. Önemli olan sonuçtu ama o da yeterli degildi çünkü ezeli rakiplerimizden birini İnönü'de diğerini İzmir'de yenmekte çabuk unutulacak cinstendi. Çünkü akılda kalan Beşiktaş büyük maç kazanamıyor lafıydı. Bu arada yenilmedik mi bu ilk 6 sıradaki takımlara. Yenildik tabi. 10 kişi ile Kadıköy'de Fener taraftarlarına maç bitsin artık diye dua ettirerek yenildik. 10 kişi kaldığımız Galatasaray maçında beklemedigİmiz kadar gol atarak kaybettik. Helal olsun Beşiktaş'a be. Maç kazanamadan şampiyon oldular(!) Zaten hakedilmemiş bir zafer olmasaydı yada diğerleri gibi küçümseseydik o akşam o stad o kadar dolu olmazdı. Kutlanmazdı 40 gün 40 gece.


Bu dönemde Başkan sessizliğini korudu ve hiç konuşmadı. Belki de bu yüzden duvar örmedi mağlubiyet işçileri kalbimizdeki şampiyonluk setine. O susuyordu ve Beşiktaş önüne geleni deviriyordu. Sözünü yiyerek getirdiği bir adam bazen dogru bazen yanlış yaparak ama hep inanarak hep inandırarak yeri geldi başkan oldu, yeri geldi menajer oldu, baba oldu, abi oldu ve 3 büyükleri şampiyon yapan tek hoca oldu. Sesizlik buraya kadardı...


Başkan artık konuşmalı ve bu büyük başarısını taçlandırmalıydı. Önce 5 senelik şampiyonluk sözü verdi, büyük başkan sloganları eşliğinde. Daha sonra hayırlı olsun Mehmet size dedi formayı giydirdi. 6 aylığına futbolcu almam. Beşiktaş'ı zarara ugratmam. 6 ay sonra bir yabancı göndereceksem neden birisini alayım diyerek güç gösterisini izletti bizlere..Sahi başkan kalbimizi çalıyordu sanki. Zaten yeni stadımız için hazırlıklar devam ediyordu, maçlarımızı nerede oynayacagımıza dair stad isimleri veriliyordu güncellenemeyen resmi sitemizden. Zeytinburnu stadı mı olsun Olimpiyat mı olsun. yada Anadolu'da ki taraftarlar da Beşiktaş'ı izlesin mi konuşuluyordu.. Orada yüzlerce Dernek var Başkan'la arası iyi olan.. Sorun degildi Anadolu'da maç yapmak.



ARADAN AYLAR GEÇTİ, BİR ÜST PARAGRAFTA VERİLEN SÖZLER TUTULMADI VE TAKIMA DÖNDÜK DÖNMEYENİ DÖVDÜLER..



Bu sene iyi futbol oynamadık. Savunma olarak iyi, gol anlamında kısır bir dönem geldi ve geçti. Uzun süreden beri görmedigimiz seri galibiyetleri ve maglubiyetleri aynı sene içerisinde yaşatan bir futbol takımına sahibiz. Kaç tane yeriz isimli deplasmanlardan 3 puanla dönen, kaç atarız ev sahipliğindeki maçlarından golsüz ayrılan bir takım.


Hepimizin ciğeri yanıyor. Mesela akşam olsada Cnn Türk kanalında, Çarşı konulu programı izlesem diyen ben; aklını kaybetmiş birisi gibi unutup izleyemiyorum. Değişkenlik hali ruhumuza yansıyor. Bir akıllı oluyoruz bir akılsız. Takım mükemmel bir Kasım ayından sonra duraklama dönemine girmeden çöküşü yaşadı. Herşey allak bullak. Bir anda tersine döndü. Oysa bu takım Yeter Demirören seslerini azaltabilecek şeylerde yaptı 8 hafta boyunca. Taraftarın hiç sevmedigi, kimi zaman nefret besledigi patronlarını iyi gibi göstermeye çalıştılar. Haklarını yemeyelim. Sesimizi kıstılarda. Takım kazanınca gönlümüz zengin oluyordu ya patron kim olursa olsun nereden gelirse gelsin işte. Sesini çıkarmak isteyeninde soğuk algınlıgı tutuyordu sesi kesiliyordu

(!)


İşte bu yüzden


Şu an yazılanlar gelir geçer. Futboldu dün yoktur. Galip gelirken kimse yazmıyordu şu gitsin bu kalsın şuna küfür buna küfür. Tek tük yazan oluyordu. Şimdi kötü sonuçlar gelince hakaret boyutuna vardı. Eskiden böyle degildi. Bir laf soylenecekse tribunde soylenirdi. Bu fm vs. menajerlik oyunları cıktıktan sonra herkes bilir kişi oldu. Çeşitli kadrolar vs. yazıldı. Anlamam ama; yok şu Cml oynamaz, yok bundan Cm olmaz, bu Rwl olmalı vs.Futbolda yenmek kadar yenilmekte var.


Ortada bir suç varsa kötü giden birşey varsa hepimiz suçluyuz. Ben bu tribunleri Fener maçı hariç bu sene hiç dolu görmedim ki o maçıda 3-0 alarak orgazm olduk degil mi? Renkli bir maç olmuştu yine. Hiçbir hoca takımının kötü gitmesini istemez. Bilerek yapmaz. Kızına yada şahsına hakaret edilsin istemez. Ortada bir sorun var evet ama bütün takım kötü oynuyor. Kimse bu saaten sonra bu adamlara iki pas yapmasını ogretemez ama onlar yapmıyor. Sorun ne bilmiyorum. Belki buluruz satılarımızda.


Ugur oynamasın koy ortaya Necip'i dedik. İsmail oynasın dedik.Ekrem sağ bek olsun dedik. Nihat yedek kalsın dedik. Herkesin istedigi kadro sahaya cıktı. Hele şu son maçtan önce bu maç için hocaya laf etmeyin herkes yerinde guzel kadro dedik. Maç bitti yenildik Denizli'nin kızına bile laf ettiler. Çok yazık ettiler.Eğer başarılı olacaksa bu takım ve bu hoca ile olacagız. Bu kötü günde onların yanında biz yer almazsak zaten kimse yer almaz. Taraftar taraftarlıgı yapmalı birşey soylemek istiyorsada tribunde soyler zaten. Gelin 30,000 kişi doldurun tribunleri istifa diye bagırın. Ama Fener maçı haric dolmadı bu sene. Taraftar önce işini yapsın ki yapsaydı sonuç böyle olmazdı. Madem bu kadar önemli maçtı neden 300 kişi gitti maça? Gelin sahaya arkanızı dönün protesto edin ama orada bizim ne kadar inandıgımızı ve istedigimizi gören futbolcular olsun.


Başka topiclerde forzada vs. kim gitsin konuşuluyor. Dün yürek işçisi adına topic açılan Ekrem bugün gitsin defolsun olmuş. Kartal kanatlı Tello bugün gönderilceklerde ilk sıralarda, bir ara İnönü'de en çok alkış alan Nobre futbolcu degil, Rüştü ise bir ıslık bir alkış modu, İsmail oynasın ama kötü oynarsa anasına küfür edelim kapalı altta şekli, Fink fenere gol atınca nasıl finktik diye facebookta orada burada video paylaşımları üst boyutta. KOrcan oynasın Rüştü'den iyidir sonra bu adam kaleci degil. Galibiyet istemiyoruz iyi oynasınlar, mücadele etsinler yenilsekte sorun degil lafları, Geçen sene Trabzon ve Bursa maçlarını hatırlatıyor İnönüde'ki ( YERİM İYİ FUTBOLU 3 PUAN ALSIN HOCA 3 PUAN ) ki onlara göre geçen senede futbol oynamıyorduk. Ernst geldikten sonra tek yenilgi almıştık oysa geçen sene. Konya maçı dışında kötü de oynamadık hiçbir maç. Öyle olsa hep böyle oynayın canımızı verelim denmezdi maç sonlarında.



Dikkat ediyormusunuz yabancı oyuncularımızın hepsi kötü, Ernst dahil olmak üzere kötü oynuyorlar. Belliki sorunları var. Büyük ihtimalle ödeme sorunları. Alacagımız yoktur diye ellerine senet verip imza attırmıslar. Sonrada dağın başına hadi koçum diye maça göndermişler. Bakmışlar inanan taraftar yok ruhlarını teslim edip elenip gelmişler.



BAKIN SENE SONUNDA BU GİTSİN DEDİGİMİZ OYUNCULARA BUGÜN KÜFÜR EDENLER YARIN ŞAMPİYON OLURSAK GELİP ALKIŞLAMASINLAR. ERDEMLİ OLSUNLAR. BU FUTBOLCULAR İLE YAPACAGIZ NE YAPACAKSAK. BU HOCA İLE YAPACAGIZ. ÖFKENİZ O KADAR BÜYÜKSE GELİN DOLDURUN STADI HEMEN BAŞLAYIN KUSMAYA. SADECE ŞAMPİYON OLDUGUMUZDA KAPISINDA YATMAYALIM ŞEREF BEY'İN



SİZ İSTERSENİZ NECİP'İ BİLE OYNATIRSINIZ 11 DE SİZ İSTERSENİZ ÖLÜYÜ BİLE CANLANDIRIRSINIZSİZ FUTBOLCUNUN ALAMADIGI TRANSFER TAKSİTİ OLURSUNUZSİZ İSTERSENİZ TELLO YİNE KANATLANIR DOLMABAHÇE SEMALARINDANOBRE YİNE ALKIŞ ALIR AVUÇLAR KIZARINCASINAİLK BOBO KOŞAR ONU KUTLAMAYADELGADO BU SEFER FENERİ DELER AGLARI YIRTARCASINARIDVAN ŞİMŞEK OLUR ÇAKAR, YUSUF ARKASINA 5 ADAM TAKARFİNK KADIKOY SEMALARINDA DA KANAT AÇARERSNT ALIR 30,000 YÜREĞİ KALBİNİN ORTA YERİNDE ATEŞLEYİP YAKARFERRARİ PANZERLERİN ARKASINDA SON BARİKATI KURAR SİVOK İLE TORAMAN TAKVİYE GÜÇ OLUR YANINDA PUSU KURAR.EKREM'İ KEREM'İN ASLI'YI SEVDİGİNDEN ÇOK SEVERİZ YA BİZ, BAKARSINIZ O DA BİZİ LEYLA'NIN MECNUNU SEVDİGİ GİBİ SEVER.NİHAT İSPANYA'DAN NTVSPOR STÜDYOLARINA GÖNDERDİĞİ FUTBOL TOPUNU CEZA SAHASI DIŞINDA YAKALAR. GELİŞİNE VURUR GELİR KAPALININ ÖNÜNE KLASİK ŞEKİLDE YATAR.RÜŞTÜ TEK BİR SES DUYUNCA ÇOŞAR, ALDIĞI HER ALKIŞTA KOLLARI UZARHOLOSKO GOLLE DÖNDÜĞÜ BİR MAÇTA DELİ GİBİ KAPALIYA KOŞARİBRAHİM KAŞ YAPARKEN GÖZ ÇIKARTMAZNECİP ÖNDE OLDUGUMUZ DAKİKALARDA BİZE AYRI BİR HEYECAN KATARVE DENİZLİ GİYER SİYAH BEYAZ TAKIM ELBİSESİNİ FUTBOLCULARININ KOLLARI İLE OLUŞTURDUGU KORİDORDAN GÜLÜMSEYEREK VEDA EDER.BAŞARISIZLIKLARDA HOCANIN İPİNİ ÇEKEN ZİHNİYET DEMİRÖREN ZİHNİYETİDİR.1 KİŞİ KALANA KADAR BU TAKIMIDA BU HOCAYIDA BU FUTBOLCULARIDA DESTEKLEYEGİZ.TEK OLMADIGIMI BİLİYORUMYANLIŞLARI İLE SEVECEGİZÇÜNKÜ ONLARA KAYBETTİKLERİ GÜVENİ SADECE BİZ VEREBİLİRİZ.OCAK AYI BİTER, DEMİRÖREN GİDERBAKARSINIZ DEĞİŞEN ZİHNİYET BÜTÜN BİRİMLERE ULAŞIR.FUTBOLCULARIN VE HOCANIN BİLMESİ LAZIM KİHALA ONLARA İNANAN BİRİLERİ VARİNANMAKTAN BAŞKA ÇAREMİZ VAR MI?KÖTÜ GÜN DOSTLARI.

5 Ocak 2010 Salı

İkinci Yarı Bambaşka Olacak


Beşiktaş ve hocası eleştirildi. Çok fazla gol atamıyor takım diye..


Kariyeri boyunca futbol denen oyunu sürekli rakip alanda oynamayı hedeflemiş bir teknik adam,kendi yarı alanına neden çekildi?


Bireysel tercihlerinde geleneksel inat kokan ısrarlarının sürdüğünü görsek de,geniş perspektifteki felsefi değişimi daha kaydadeğerdir Denizli’nin...Lucescu anlayışından bile daha muhafazakar bir savunma seçimi demodeliği çağrıştırsa da, kendisi adına bir yeniliktir. Denizli’nin bu U dönüşü, koşullar gereğidir. İlk kez koşullar, prensiplerin önüne geçmiştir. Beşiktaş’ın yarışın içinde kalma zorunluluğu ağır basmış, fedakarlığı da Denizli yapmıştır.


Sezon başı hazırlıkları bitip de, lig yeni başladığında kanaat hasıl olmuştur sanırım. Tello, Nihat, Nobre, Yusuf, Bobo, Serdar Özkan hatta sonradan katılan Tabata’dan verim alınamayacaktı.Bu grup o veya bu şekilde, bu hazırlığı pas geçmişti. Üstüne Holosko’nun sakatlığı da gelince, umut tamamen kesildi.



Denizli kendi alanında oynamak zorundaydı, bu yüzden kabuğuna çekildi.Ama doğrusunu söylemek gerekirse, yabancı olduğu bu anlayışta çok başarılı bir performans çizdi.İkinci yarıda yarışacak Beşiktaş’ın formatı değişebilir. Yaz kampını pas geçen isimler, Antalya’da kendini toplama başarısı gösterebilirse, ligin ikinci yarısında rakip sahada oynamayı seçmiş bir Beşiktaş’ı izleyeceğiz.Tello, Tabata ile Holosko ve Nobre’nin fiziki konumları ne denli gelişirse Siyah-Beyazlı ekibin futbolu da o ölçüde bir ofansif atılım gerçekleştirebilir. Bu saydığım isimler lokomotif görevi üstlenir.


Kabul etmeliyiz ki, bu ülkede oynanan futbol için bireysel performans ön planda.Beşiktaş kadrosunun ofansa ait yarı oyuncusu ilk bölümde hiç yoktu. İkinci bölümde bu yarının yarısı bile ayaklansa, Siyah-Beyazlı ekip için yeterlidir..


A2 TAKIM KONUSUNA GELİNCE. İYİ DURUMDA OLSALAR HOCA OYNATIR. BÜLENT KORKMAZ'I, TUGAY'I, OKAN BURUK'U 17 YASINDA OYNATTIGI GİBİ.

DEMEK Kİ YETERİNCE İYİ DURUMDA DEGİLLER. SIRASINI BEKLEYECEKLER.

SON 10 SENEDE ALT YAPIDAN KAC ADAM CIKARtMIS TURK FUTBOLU SANKİ? BİR TEK ARDA VAR.


BEŞİKTAŞ NE ZAMAN BAŞARILI OLSA BİR ŞEY ATILIYOR ORTAYA. HOCANIN İPİNİ CEKMEK İCİN. LUCESCU'YA KORKAK DERLERDİ OYNATIGI OYUN İCİN. OYSA EN FAZLA GOL ATAN TAKIMDIK.
DENİZLİ'YE DE A2 DEN GENC ADAM ALMIYOR YAFTASINI YAPISTIRDILAR. SERGEN STAJINI BİTİRDİ BARİ GİDERKEN GUNDEM YAPAYIM DEDİ HERHALDE.
YOKSA KENDİSİNİ SOYLEMİSTİ A TAKIMDA OYNAYACAK KAFAYA SAHİP OYUNCUM YOK DİYE
CAN ERDEM MESELA COK GOL ATIYOR DİYORLAR A2'DE. ATAR TABİ 22 YAŞINDA 17 YASINDAKİ COCUKLARA ATIYOR. ALTAY'DA NE YAPTI
YADA BU COCUKLAR MADEM BU KADAR İYİ NEDEN KİMSE TRANSFER ETMİYOR BUNLARI??
HERKESE MUTLU YILLAR..