3 Mart 2010 Çarşamba

Mustafa Denizli'ye Bıraksın Diyorlar!!


Evet hocam sen bizi bırak.


Kendisi ile en ufak bir alakası olmayan gençleri "o keşfetti" diye yücelttiğimiz hocalarımız olsun tekrar.

Senin başarını görmemek için neredeyse koca bir ligi ve ŞL'ini inkar edecekken, onlara efsaneler yaratalım, sıfırdan, hayali.


Ne oynattığı çok belli (Adem Dursun şişirsin, Youla indirsin sonra Zan şişirsin, Nobre indirsin taktiği) hocaları başımızın tacı edelim, milyon Euroları saçalım, getirdikleri "Fortis Kupası zaferleri" ile kendimizden geçelim, sarhoş olalım.


"2.5 yıl yetmezdi be, bir 2.5 yıl daha kalacaktı" diye de ardından ağıtlar yakalım. Zago'nun getirip, Demirören'in arkasında durup göndermediği Bobo'yu onun keşfettiğini ve yıldız yaptığını iddia edelim.Senin İran kariyerini her dem karşına çıkaralım da işsiz kalan, sonra da Suudi Arabistan'a giden adamları "büyük hocaydı" diye ilah yapalım.

Dünyanın en büyük kulübü ve bütçesi ile yakalanan ve asla başka bir takımda tekrar edilmeyen başarıları istikrardan kabul edelim de senin ilk senenden son senene dek farklı kulüpler ile kazandığın başarıları nasıl inkar ederiz, onun yollarını düşünelim.


Bu takım son 20 yılda altyapısından Sergenler, Nihatlar, Sergenler, Nihatlar (başka isim olmadığı için tekrar edelim, kalabalık görünsün), Sergenler, Nihatlar çıkarırken sen bir tek oyuncu çıkaramadın.

Bak diğerlerinin Mehmet Sedef'i tozu dumana katıyor hoca.

Can Erdem'i Kocaeli'nin elinden zor kurtardık, Barca'ya satmak üzereydiler.

Onu oynatmıyorsun. Bursa kapımıza geldi, Batu'ya karşılık Sercan + 5 milyon Euro önerdi, vermedik,

Ali Kuçik için de İnter-Bayern kapışıyor.


Sen hangi genci çıkardın? Hiç.


Sen git Çeşme'ye, bu döneme kadar bize aslanlar gibi top oynatan, her türlü krizi süper idare eden, Messi'yi altyapımızdan çıkartan hocalarımızdan yeni bir tanesi gelsin.

1 yorum:

  1. merhaba
    Tekel İşçilerinin Direnişi Vesilesiyle
    C/4 ve Taşeronlaşma Üzerine
    Tekel işçilerinin direnişiyle gündeme gelen ve sanki yeni bir şeymiş gibi konuşulmaya başlanan C/4 statüsü, aslında oldukça eski bir uygulama. Ve C/4 statüsü, işçi sınıfı için sanılanın ya da tartışılanın çok ötesinde bir anlama sahip.
    Yani mesele bir iş kolunda çalışan işçilerin, işlerini ve özlük haklarını yitirmeleri meselesinin ötesinde bir öneme sahip.
    Bilindiği gibi C/4, devlet işletmelerinin ya da devlete ait işyerlerinin kimi kollarının özelleştirilmesi sonucu işlerini ve mevcut iş sözleşmelerinden kaynaklanan haklarını kaybeden işçilerin, sözleşmeli personel olarak, yine devlete ait kurumlarda ya da alanlarda hem geçici olarak çalıştırılmalarını, hem esnek çalışma koşullarında çalıştırılmalarını, hem düşük ücretlerle çalıştırılmalarını ve hem de işçilerin mevcut örgütlenmelerini ve örgütlenebilme dinamiklerini engellemeyi öngörmektedir.
    Bu uygulama, esasen, emperyalist/kapitalizmin çıkarları doğrultusunda planlanıp IMF ve Dünya Bankası gibi emperyalist kurumlar aracılığıyla dünya çapında uygulamaya sokularak “yerli” hükümetlere uygulattırılan bir politikadır.
    http://www.komunistzemin.org/index.htm

    YanıtlaSil