30 Aralık 2009 Çarşamba

Futbolcularımızdan İlk Yarı Değerlendirmesi



2009-2010 Turkcell Süper Ligi’nin ilk yarısına ilişkin futbolcularımız arasında bir anket düzenledik.


En Güzel Gol:Fink / Fenerbahçe’ye


"İlk yarıda en beğendiğiniz gol” sorusunun galibi Fink’in Fenerbahçe’ye attığı gol oldu...


- İbrahim Toraman: Fabian’ın Trabzonspor’a golü- Tomas Sivok: Fink’in Fenerbahçe’ye golü- Filip Holosko: Fink’in Fenerbahçe’ye golü- Yusuf Şimşek: İsmail Köybaşı’nın Ankaragücü’ne golü- İsmail Köybaşı: Fabian’ın Trabzonspor’a golü- Ekrem Dağ: Fink’in Fenerbahçe’ye golü- Necip Uysal: Tello’nun Manchester United’e golü- Nihat Kahveci: Kendisinin Kasımpaşa’ya golü- Rıdvan Şimşek: İsmil’in Ankaragücü’ne golü- Serdar Özkan: Nihat’ın Kasımpaşa’ya golü- Hakan Arıkan: Nobre’nin Bursaspor’a golü- Michael Fink: Kendisinin Fenerbahçe’ye golü- Erkan Zengin: Nihat’ın Kasımpaşa’ya golü- Korcan Çelikay: Fink’in Fenerbahçe’ye golü


Takımın En ÜzüldüğüMaç: Galatasaray


Futbolcularımızın “ilk yarıda en üzüldüğünüz maç?” sorumuza ağırlıklı olarak verdikleri yanıt, Galatasaray maçımız oldu...


- İbrahim Toraman: CSKA Moskova- Tomas Sivok: Kayserispor- Filip Holosko: CSKA Moskova (sakatlandığı için)- Yusuf Şimşek: Galatasaray- İsmail Köybaşı: Kayserispor- Ekrem Dağ: CSKA Moskova- Necip Uysal: Diyarbakırspor- Nihat Kahveci: Diyarbakırspor- Rıdvan Şimşek: Galatasaray- Serdar Özkan: Galatasaray- Hakan Arıkan: Wolfsburg- Michael Fink: Galatasaray- Erkan Zengin: CSKA Moskova- Korcan Çelikay: Wolfsburg


Takımın En Sevindiği Maç: Fenerbahçe


Futbolcularımızın “ilk yarıda en sevindiğiniz maç?” sorumuza ağırlıklı olarak verdikleri yanıt, Fenerbahçe maçımız oldu...


- İbrahim Toraman: Manchester United- Tomas Sivok: Fenerbahçe- Filip Holosko: Fenerbahçe- Yusuf Şimşek: Fenerbahçe- İsmail Köybaşı: Fenerbahçe- Ekrem Dağ: Fenerbahçe- Necip Uysal: Fenerbahçe- Nihat Kahveci: Fenerbahçe- Rıdvan Şimşek: Fenerbahçe- Serdar Özkan: Fenerbahçe- Hakan Arıkan: Fenerbahçe- Michael Fink: Fenerbahçe- Erkan Zengin: Fenerbahçe- Korcan Çelikay: Manchester United

En İyi Performans Gösteren: Hakan Arıkan


Futbolcularımızın “ilk yarıda en iyi performans gösteren futbolcumuz kimdi?” sorumuza ağırlıklı olarak verdikleri yanıtlar, kalecimiz Hakan Arıkan’ı birinci sıraya taşıdı.


- İbrahim Toraman: İsmail - Tomas Sivok: İsmail - Filip Holosko: Sivok- Yusuf Şimşek: Hakan - Rüştü- İsmail Köybaşı: Ekrem- Ekrem Dağ: Hakan - Rüştü- Necip Uysal: İsmail- Nihat Kahveci: Hakan-Rüştü-Fabian-Ekrem- Rıdvan Şimşek: Bobo- Serdar Özkan: Hakan- Hakan Arıkan: Serdar- Michael Fink: Kendisi- Erkan Zengin: Hakan

24 Aralık 2009 Perşembe

Issız Adam Korcan!

















Korcan; Rüştü ve Hakan’ın yokluğunda Beşiktaş kalesine geçti. İlk kez bir resmi maçta 11’de sahaya çıktı ama Manisaspor yenilgisi onun omuzlarına yüklendi.


22 yaşındaki file bekçisi, "Kalecilerin yalnız olduğunu bu maçta anladım" diye konuştu


Beşiktaş'ın, Manisaspor mağlubiyetinin ardından yapılan eleştirilerden aslan payını alan Korcan Çelikay, yaşananları, "Kaleciler gerçekten de yalnız adamlarmış" sözleriyle özetledi.
Tek tesellisinin bu eleştirilerin takım içerisinden gelmediğini dile getiren genç kaleci, "Mustafa hocama çok çok teşekkür ederim. Benim yaşım 22. O benim hayatımın iki katı kadar futbolun içinde olan bir insan. Rüştü ve Hakan ağabeyler de destek verdiler bana. Onlar ameliyatlı olduğu için ben onlara geçmiş olsun dedim. Kalecilerin yalnız adamlar olduğunu Manisaspor maçından sonra daha iyi anladım" diye konuştu.


REZERV LİG ELEŞTİRİSİ
Korcan, "Şu bir gerçek ki, her kaleci, her yaşta hatalı gol yiyebilir. Bursaspor maçında sonradan oyuna girdim ama hiç heyecanlı değildim. Manisaspor maçında ise sanırım ilk on birde olmam bir baskı yarattı. Oysa idman ve hazırlık maçlarında çok rahattım" ifadesini kullandı.
Yıllardır rezerv lig kurulamadığını, bunun zararını kalecilerin çektiğini belirten Korcan, "Alt yapıdayken futbol oynayabiliyorsunuz ama yaşınız ilerlediğinde maalesef maç eksiklerimizi kapatamıyoruz. Benim bildiğim Korcan Çelikay, Manisaspor maçındaki iki golü yemezdi. Hatalıyım ama biz hiçbir zaman hataları bireysel olarak görmedik. Hatalarımızı hep takım hatası olarak değerlendirdik. Bana destek veren tüm takım arkadaşlarıma ve hocalarıma çok teşekkür ederim" dedi.


MUSTAFA DENİZLİ
Sırtını sıvazladı
Beşiktaş Teknik Direktörü Mustafa Denizli, Manisaspor maçının ardından kaleci Korcan'a yakın ilgi gösterdiği bildirildi. Yediği gollerin her kalecinin başına gelebileceğini anlatan siyah-beyazlı teknik adamın, Korcan'ın sırtını sıvazladığı belirtildi. Öte yandan Mustafa Denizli'nin ne yönetime, ne de yardımcılarına kaleci transferi konusunda bir görüşmesinin bulunduğu vurgulandı. Ankaragücü kalecisi Serkan Kırıntılı'nın da, yakın çevresine Beşiktaş'tan teklif almadığını söylediği bildirildi.


ZAFER ÖĞER
‘Ben de hatalı goller yedim'
Manisaspor maçının ardından sahaya girerek Korcan'ı teselli eden Beşiktaş Kaleci Antrenörü Zafer Öğer, öğrencisine sahip çıktı. Yapılan eleştirileri hiç de yapıcı bulmayan siyah beyazlı hoca, genç öğrencisinin ilk kez on birde oynadığını hatırlatarak "Böylesine bir maça çıkmış gençlere destek olmalıyız. Oynadığı ilk maçla hemen yerden yere vurmak çok yanlış. Ben de zamanında ne hatalı goller yedim ama şampiyonluklar da yaşadım. Maalesef, Korcan'ı hazır tutacak rezerv ligimiz yok. Eleştiri yapanlar Türk futbolunun bu yönünü de gündeme getirmelidirler. Böyle devam ederse daha çok genç yetenekleri parlamadan söndürürüz" diye konuştu.

İBRAHİM ÜZÜLMEZ
‘Keşke o pası vermeseydim'
Korcan'ın yediği ikinci golden önce geri pasını veren İbrahim Üzülmez, pozisyonu maçtan sonra bir daha izledikten sonra çok üzüldüğünü söyledi. Pozisyonu net hatırladığını söyleyen Üzülmez "Korcan ile aramızda aslında çok mesafe vardı. O pası verdiğimde topun rahat uzaklaştırılabileceğini düşünmüştüm. Fakat şanssızlık sonucu top gitti Sivok'a çarptı. Bunlar futbolda olan şeylerdir. Sadece Korcan'da hata aramak doğru değil. Hepimiz suçluyuz ama Korcan da yaşananlardan ders almalı. Bir futbolcunun hayatında bunlar önemli deneyimler oluşturur" ifadelerini kullandı.

5 Aralık 2009 Cumartesi

Dünya Derbisi Değil

"Fenerbahçe-Galatasaray bir dünya derbisi değil...'
BU BİR CUMHURİYET BAYRAMI YAZISIDIR...

Sedat Saydan isimli okuycum “inanılmaz derecede ilginç bir mail” atmış dün bana...Diyor ki, “Fenerbahçe-Galatasaray maçı bir dünya derbisi değildir... Esasen bir derbi değildir... Çünkü dünya derbilerinin ’derbi olma ve kanlı geçme nedenleri’farklıdır...Fenerbahçe-Galatasaray maçları, bu özellikleri taşımıyor...” Önce bir iki eklemeyle düzenlediğim Sedat Saydan’ın mailini okumak gerek;

Dünya derbimiz
Yada derbilerin derbisi,Bu sıralar çok duyuyoruz.
İnternet ortamında dünya derbisine saat, dakika, saniye'ler sayılıyor.
Maçlardan görüntüler koyuluyor. Fenerbahce tribününde son 10 yıla ait pankartlar , ilk okul düzeyinde.

Tribün dediğin zeki olucak.
Pankart actımı zeka kokucak, sadece sen değil, taraflı tarafsız herkes ''helal olsun'' diyecek..
Bizim dünya derbimiz ile hemen hemen aynı saatlerde yayınlanan cakma dünya derbisi river boca macıda 100 ülkede 1 milyar kişi izlemiş..Bu 1 milyar kişi içinde olduğumu bilmek gercekten güzel.

Ntv spor spikeri için ise birsey söylemicem, maçta resmen kan gövdeyi götürdü,ama spiker adına yarasır birsekilde anlattı..


Oda haklıydı. Gercek dünya derbisi, digitürk kanal 77 'de oynanıyordu,çakma derbiyi anlattığı için canı sıkkındı ve maçada yansıdı bu durum, en kısa sürede kendisini gercek dünya derbisini anlatma fırsatının verilmesini diliyoruz..






***Dünyanın “en ünlü” ve “en kanlı” derbilerinin nedenleri ne?

***İskoçya...Glasgow...Aynı şehrin iki takımı...Celtic ve Rangers...Biri Katolik, öbürü Protestan...Din derbisi...Katolik golcü Johnston, Rangers’a transfer olduğunda evi yakıldı... Maç, Johnston’un golüyle 1-0 kazanılsa bile, Rangers taraftarları maçtan sonra, “Maç 0-0 bitti” diyordu...


***Arjantin.Buenos Aires.Aynı şehrin iki takımı.Boca Juniors ve River Plate.Birini İtalyan göçmenler kurdu, öbürünü öz be öz Arjantinliler.Irk (etnik kökenli) derbi...Durum öyle vahim ki, sadece Bocalılar’ın gömüleceği kabristan yapılıyor...Yani, Pazar’a kadar değil mezara kadar durumu söz olarak değil gerçekten varit...


***İtalya.Roma.Aynı şehrin iki takımı.Lazio ve Roma.Biri faşist kökenli, öbürü demokrat.İdeoloji derbisi...Laziolular adeta Mussolini’nin torunları gibiler... Zenci ya da Yahudi futbolcu istemiyorlar...Asıl isimleri SS Lazio... SS, Societa (sportif) sportiva (müessese)... Yani, sportif müessese... Ama onlar için anlamı farklı... Bildiğimiz SS’i çağrıştırıyor...Roma’nın amblemi ise, Roma’nın kurucuları Romus ve Romulus’u emziren kurt figürü...Yani, parlamentonun ataları...


***İtalya....Milano....Aynı şehrin iki takımı.Inter ve Milan...Biri proleter ve halk yığınlarını temel alıyor, diğeri zenginleri ve asilleri...Sınıf derbisi...Milan taraftarları arasında Dük’ler Baron’lar var...


***Romanya.Bükreş.Aynı şehrin iki takımı.Steau ve Dinamo.Biri asker, diğeri polis.Derin devlet derbisi...Genel olarak birbirlerini dövüyorlar... Sonra birleşip, herkesi dövüyorlar!..


***Türkiye...İstanbul...Aynı şehrin iki takımı...Fenerbahçe ve Galatasaray.Din ayrımı yok...Irk ayrımı yok... İdeoloji ayrımı yok... Sınıf ayrımı yok...Asker-polis ayrımı yok...Zengin-fakir ayrımı yok...Eğitimli-cahil ayrımı yok...Üstelik, dünyadaki ünlü derbilerden farklı olarak, taraftarları “aynı şehir” ile sınırlı değil...Taraftarları bütün ülkeyi kapsıyor...Lafla peynir gemisi yürümez..


***Demek istiyor ki Sedat Saydan; “Lafla derbi olmaz...” Mail bu...Ama oluyor işte sevgili dostum...Ne kadar dünya derbilerine uymasa da Fenerbahçe-Galatasaray maçları bir derbi olarak geçiyor...Bu maili yayınladığımı gören fanatik arkadaşlar Beşiktaşlı olduğum için Fener-Galatasaray derbisini yok farz ettiğimi sanacaklar...Değil...Bence sadece o değil, Beşiktaş’ın Fener’le, Galatasaray’la oynadıkları da derbidir...


***Ancak Sedat Saydan’ın söyledikleri içinde bir konuyu herkes çok iyi düşünmeli:Dünya derbilerinin temelinde, ırk, etnisite, din, mezhep, sınıf, ideoloji ayrımı varken, nasıl olup da Türkiye’nin derbilerinin toplumsal tabanlarında “hiçbir ayrım yok...” Soruyu şöyle de sorabiliriz?..“Bu ayrımların söz konusu olmadığı bir derbi nasıl olup da bu kadar kavgalı, gürültülü hatta kanlı” geçebiliyor?..


***Cevabı basit değil mi esasen bu sorunun?..Cumhuriyet bu ülkeyi bütün ayrımlarına karşın bir “millet” yaptı...Toplumsal katmanları, sınıfları, etnisiteleri, mezhepleri ayrımcılığı değil, birleştiriciliği ön plana alarak kaynaştırmaya çalıştı...Onun için Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş’ın taraftar kitlelerinde, tabanlarında sınıfsal, etnik, dinsel, mezhepsel farklılıklar yok...Bir Ermeni Beşiktaş’ın amigosu olabildiği gibi, bir başka Ermeni vatandaş hasta Fenerli veya Galatasaraylı olabiliyor...Çok eleştirilen Mustafa Kemal’in Cumhuriyet’inde dünya derbilerine inat bizim derbilerimiz, hiçbir sınıfsal, etnik, dinsel ayrım taşımıyor...Cumhuriyet’in kaynaşmış bir “Millet” yaratmış olduğunun, bundan güzel bir örneği olabilir mi?..Seni seviyorum Atatürk...

REHA MUHTAR

4 Aralık 2009 Cuma


Beşiktaş’ın hocası, zenginden alıp fakire veren İngiliz halk kahramanı gibi bir olaya imza attı.


Mustafa Denizli, yöneticilerin Rüştü’ye kestiği 25 bin Euro’luk cezayı bizzat tahsil edip Ümraniye’de görev yapan 52 kişilik personele dağıttı.TÜRK futbol tarihine adını ’İlklerin hocası’ olarak altın harflerle yazdıran Beşiktaş’ın tecrübeli teknik direktörü Mustafa Denizli hakkında bilinmeyen bir gerçek daha ortaya çıktı.


’Babacan’ tavırlarıyla görev yaptığı her takımda oyuncular tarafından saygı gören Denizli’ye şimdilerde Nevzat Demir Tesisleri’nde çalışan personel adeta tapıyor.KÜFÜRE 25 BİN EUROİŞTE geçen sezon kazanılan 2 kupalı şampiyonluğun ardından bu sene maaşına sembolik bir zam yaptırarak, ’paragöz’ olmadığını herkese kanıtlayan başarılı çalıştırıcının Ümraniye Tesisleri’nde ’iyilik meleği’ olarak ilan edilmesinin ardında yatan ilginç gerçekler:


BEŞİKTAŞ’LA F.Bahçe arasında oynanan Süper Kupa Finali’nde karşılaşmanın hakemi Yunus Yıldırım’a ’Maçın a... s...’ diye küfrettiği gerekçesiyle (Rüştü, Yıldırım’a küfür etmediğini iddia etmişti) PFDK’dan 3 maç ceza alan Rüştü’yle konuşan Mustafa Denizli, bu futbolcuya kulüp tarafından kesilen 25 bin Euro’luk cezanın kendisine ödemesini istedi. Çünkü yönetimin bu parayı başarılı kaleciden almaktan vazgeçeceğini düşünen kurt hocanın aklında ’hayırlı’ bir plan vardı.KİŞİ BAŞI 1000 TLKARTAL’IN 1 numaralısından tahsil ettiği 25 bin Euro’luk cezayı Nevzat Demir Tesisleri’nde futbolcu ve teknik heyetin her ihtiyacını karşılayan 52 personele eşit miktarda dağıtan Denizli, Ümraniye Tesisleri’nde çığır açtı. Mustafa hoca sayesinde çalışanlar kişi başı neredeyse 1000 TL’lik ’prim’ sahibi olurken, bu durumu şaşkınlıkla karşılayan tesis personeli hocalarına teşekkürlerini iletirken, mutluluktan havaya uçtular.


UYGULAMAYA DEVAM MUSTAFA


Denizli’nin iyilikleri bu olayla sınırlı değil. Şimdilerde de hemen hemen benzer uygulamalar yapan başarılı çalıştırıcı, antrenmanlara geç gelen ve gereksiz kart gören futbolcular için kesilen 1000’er Euro’luk para cezalarını bizzat toplayıp, Ümraniye’de hizmet veren işçilere kendi elleriyle dağıtıyor

2 Aralık 2009 Çarşamba

Mustafa Denizli En Çok Gençleri Düşünüyor!!


Valla seveni vardır, sevmeyeni vardır.Kimisi iyi hoca der kimisi kötü der ballı der.Benim kanaatim şu an Türkiye'de ki en iyi yerli hocadır. Beşiktaş'a daha iyisi gelmez..
Beğenen var beğenmeyen var eyvallah ama birşeyi kimse inkar edemez.
Bu hoca Beşiktaş'a yakışıyor. Gerek konuşmaları ile gerek duruşu ile yılalrdır özlemini çektigimiz bir kişilik. Bu anlamda herhalde kimsey ona birşey diyemez.
Baksanıza bütün medya hocamız ne diyecek diye ağzına bakıyorlar. Ne söylese gündem oluyor. Rakiplerin psikolojisini bozuyor. Çok zeki bir aydın olarak görüyorum kendisini.
Ertuğrul ile kıyaslayanlara kısa bir hatırlatma.


Sene 2007

F.Bahçe : 2 - Beşiktaş : 1
Liverpool :8 - Beşiktaş : 0
Beşiktaş : 1 - Sivas : 2

Sene 2009 iki kupanın gölgesinde

Trabzon :0 - Beşiktaş : 2
Beşiktaş :3 - F.Bahçe : 0
M.United :0 - Beşiktaş : 1
Sivas 0 - Beşiktaş : 1

Genç oyuncuya şans vermişti Ertuğrul hoca. Alsın şimdi onları Bursa'ya neden almıyor?Ne oldu o gençler. Mehmet Sedef'i bulsun alsın neredeyse.. Yahu bir Ertugrul Sağlam'ın aldıgı adamlara bakın. Birde Denizli'nin. Denizli alınca ekol oyuncu alıyor. Çocuklarımıza anlatacagız aldıgı adamları neredeyse. Bir Ernst vardı bir Ferrari vardı bir İsmail vardı diye. Fink'te geliyor.



''DENİZLİ GENÇLERE ÖNEM VERMİYOR '' BU KÜLLİYEN YALAN BİR SÖYLEM. DENİZLİ GELDİKTEN SONRA UZUN YILLAR SONRA BEŞİKTAŞ'I TUTAN GENÇ KARTALLAR OKULLARINA, SINIFLARINA BAŞLARI DİK BİR ŞEKİLDE GİDİYOR. ŞAMPİYONLUK DUYGUSUNU TADIYORLAR. EN ÇOK BAŞARIYA AÇ GENÇLER MUTLU OLUYOR SAYESİNDE.

1 Aralık 2009 Salı

Ekrem'e 90 dakika yetmiyor

Lige kötü başlangıç yapan, bu dönemde kondisyon yönünden de eleştirilen Beşiktaş’a şimdi 90 dakika az geliyor.Takımda o dönemde de, şimdi de bu konuda bir sorun yaşanmadığını vurgulayan Kondisyoner Stefano Marrone, bazı oyuncuların istenen seviyeye gelmediğini de belirtti.Takımın ligin ikinci yarısında daha başarılı olacağını söyleyen Marrone, “Nihat tam form tutacağı bir anda maalesef bir sakatlık geçirdi. Tabata bu takıma en geç gelen oyuncu. Göreceksiniz bu iki oyuncu da formuna ulaşacak. Tam forma ulaşmış bir Delgado ve Holosko’yu da hesaba katarsanız her şeyin ileride çok daha farklı olacağını görürsünüz” dedi.İtalyan kondisyoner, “Ekrem son maçlarda neredeyse ortalama olarak 13 kilometre koşuyor. Sivasspor maçından sonra bana ‘Bıraksalar bir doksan dakika daha oynarım’ dedi. İbrahim Üzülmez ise ‘Ben de 50 dakika daha koşarım’ diye konuştu. Kondisyon açısından takımda herhangi bir sorun yok. Amacımız bütün oyuncularımızı aynı seviyeye getirmek” açıklamasını yaptı